Yaşar Erkin, 100 yaşında olmasına rağmen hala dinç ve zihin sağlığı yerinde bir doktor. Tıp dünyasında uzun yıllar hizmet vermiş olan Erkin, uzun yaşamın sırlarını merak edenlere 7 altın kuralını aktarıyor. Sağlıklı yaşamın temelini oluşturduğuna inandığı bu kuralları, yaşamının her döneminde uyguladığını ve bu sayede hem fiziksel hem de mental sağlığını koruduğunu belirtiyor. Ancak bu kurallar sadece teknik veya bilimsel değil; aynı zamanda yaşam felsefesi olarak da büyük bir öneme sahip. Gelin, uzun yaşamın sırlarını birlikte keşfedelim.
Yaşar Erkin'in birinci kuralı, sağlıklı beslenmenin önemini vurgulamak. Beslenme alışkanlıklarınız, yaşamımızın en önemli parçalarından biri. Erkin, sebze ve meyve ağırlıklı bir diyet uygulamakta, işlenmiş gıdalardan olabildiğince uzak durmaktadır. Ayrıca, iyi bir protein kaynağı olan balığı ve az miktarda kırmızı et tüketimini öneriyor. “Ne yerseniz, oysanız,” derken, sağlıklı beslenmenin yalnızca fiziksel değil, zihinsel sağlığı da desteklediğine dikkat çekiyor.
Erkin, 100 yaşında bile günde en az 30 dakika egzersiz yaptığını belirtiyor. Yürüyüş, esneme hareketleri ve hafif ağırlıklarla yapılan egzersizler, kas ve eklem sağlığını korumanın yanında, kalp hastalıkları riskini de azaltıyor. “Hareket, hayatın kaynağı” diyen Erkin, düzenli fiziksel aktivitenin yaşlılık döneminde bile enerji dolu kalmayı sağladığını vurguluyor.
Uzun yaşamanın bir diğer sırrı da zihnin aktif tutulmasıdır. Yaşar Erkin, yaşıtlarının aksine sürekli yeni şeyler öğrenmeye ve beceriler kazanmaya çabaladığını ifade ediyor. Kitap okumak, bulmaca çözmek ve yeni diller öğrenmek, zihinsel aktivitenin en etkili yolları arasında. “Zihin sağlıklı olduğu sürece, beden de sağlıklıdır,” diyor Erkin.
İnsanların sosyal varlıklar olduğunu unutmamak gerekir. Başarılı bir sosyal hayat, yalnızlık hissini azaltır ve psikolojik sağlığı destekler. Yaşar Erkin, sosyal etkileşimlerini sürdürmeyi, arkadaşları ve ailesiyle vakit geçirmeyi çok önemsiyor. “İyi bir dostluk hayatı uzatır” diyerek, insan ilişkilerinin önemine dikkat çekiyor ve düzenli buluşmaların ruh sağlığı üzerinde yarattığı olumlu etkilerden bahsediyor.
Erkin, psikolojik sağlığın da uzun yaşamakta önemli bir rol oynadığını düşünüyor. Olumlu düşünmenin, vücut kimyasını olumlu yönde etkilediğini dile getiriyor. “Hayat ne getirirse getirsin, daima olumlu düşünmeli ve umutla ileriye bakmalısınız,” diyen Erkin, iyi bir ruh halinin sağlığını da doğrudan etkilediğini vurguluyor.
Erkin, sağlık kontrollerinin yaşamın bir parçası olduğunu belirtiyor. Düzenli doktor kontrolleri sayesinde erken aşamada hastalıkların tespit edilip tedavi edilebileceğini ifade ediyor. “Kendinize iyi bakmalısınız; sağlığınız her şeyin başı” diyerek sağlığın önemini bir kez daha vurguluyor.
Son olarak, Yaşar Erkin doğayla iç içe olmanın sağlığı olumlu etkilediğine inanıyor. Doğadayken geçirilen zamanın insanın ruhunu beslediğini vurguluyor. Bahçesinde çalışmak, doğada yürüyüş yapmak ve sığ sularda yüzmek, zihinsel ve fiziksel sağlık için büyük katkılar sağlıyor. Erkin, “Doğanın sesi, insanın iç huzurunu bulmasına yardımcı olur,” diyerek doğanın önemini bir kez daha hatırlatıyor.
Sonuç olarak, 100 yaşındaki doktor Yaşar Erkin'in sunduğu bu 7 altın kural, yaşamakta olduğumuz modern dünyada sağlıklı bir hayat sürdürmek isteyenleri etkileyici bir şekilde bilgilendiriyor. Bu kuralları hayatınıza entegre ederek hem fiziksel hem de ruhsal sağlığınızı koruyabilir, uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilirsiniz. Unutmayın, hayat sadece yaşamakla değil; aynı zamanda sağlıklı ve anlam dolu yaşamakla da ilgilidir.