Yıllar geçse de bazı meslekler asla unutulmaz. 87 yaşındaki zanaatkar Halil Yılmaz, Türkiye’nin içinde bulunduğu hızlı değişiklikler karşısında özveriyle el emeğini yaşatmaya devam eden nadir kişiliklerden biri. Uzun yıllar boyunca çeşitli zanaat dallarında kendini geliştirip, ustalaşan Yılmaz, genç kuşaklara ilham vermeyi ve geleneksel mesleklerin değerini anlatmayı kendisine misyon edinmiş durumda. İşte Halil Yılmaz’ın hikayesi, el emeği gerektiren sanatlarının nasıl yaşatıldığı ve bu konudaki azmini paylaşmak üzere yaptığımız kapsamlı röportajımız…
El emeği, birçok kültürde önemli bir yere sahip. Halil Yılmaz, bu geleneğin yaşatılmasının gerekliliğine inanıyor. “Meslek, sadece para kazanmak için yapılmaz. Unutulmaz şeyler üretmek, insanların ruhunu besler,” diyor. El emeğiyle yapılan ürünlerin değeri, sadece fiziksel eserlerden değil, aynı zamanda arkasındaki hikayeden gelir. Halil Yılmaz, bu hikayenin daha da derinleşmesi ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için çalışıyor. Her bir ürettiği ürün, onun yaşam hikayesinin bir parçası haline gelmiş durumda. Ahşap oyma sanatı, ona hem huzur veriyor hem de geçmişteki bilgileri yeniden canlandırma fırsatı sunuyor.
Yılmaz, hayatının büyük bir kısmını bu mesleğe adamış. Onun elinden çıkan her eser, birer sanat eseri olarak tanımlanabilir. “Kendimi bildim bileli bu işin içindeyim. Elimi her attığımda ortaya çıkan eser, benim ruhumun bir parçası,” diyor. Yılmaz, mesleğine büyük bir aşkla bağlı olduğunu ve bu bağı hiç koparmamak için çaba harcadığını vurguluyor. Yıllar geçse de, bu aşkı ve bağlılığı genç kuşaklara aktarmanın kendi sorumluluğu olduğunu düşünüyor.
Halil Yılmaz, yalnızca kendi yaşam deneyimlerini değil, aynı zamanda öğrendiklerini de genç nesillere aktarma amacını taşıyor. Yerel okul ve çeşitli atölyelerde yaptığı atölyelerle, çocuklara el emeği ve zanaatın güzelliklerini öğretmek için elinden geleni yapıyor. “Onlara sadece bir zanaat öğretmiyorum, aynı zamanda sabır ve özveri gibi değerleri de aşılıyorum,” diyor. Yılmaz, gençlerin teknolojiyle iç içe yaşadığı günümüzde, geleneksel zanaatların da önemini vurgulamanın oldukça kıymetli olduğunu düşünüyor.
“Çocuklar el becerilerini geliştirmeli. Çünkü el emeğiyle bir şeyler yaratmanın verdiği haz çok farklı. Bu hazı onlara göstermek, benim için büyük bir mutluluk,” diyen Yılmaz, tüm bunların dışında, toplumsal bir sorumluluğu da üstlendiğinin bilincinde. “El emeği mücadelesi, sadece bireysel bir çaba değil. Bu, kültürümüzü gelecek nesillere aktarma mücadelesidir,” diyor.
Halil Yılmaz, sadece kendi mesleğinin yaşatılmasıyla kalmayıp, aynı zamanda çevresindekilere örnek olmayı başararak geleneksel zanaatların sürdürülebilirliğine katkıda bulunuyor. 87 yaşında olmasına rağmen enerjisiyle ve azmiyle herkese ilham veriyor. Zanaatkarlığın sadece bir meslek değil, bir yaşam tarzı ve bir tutku olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Bu azimli usta, tüm gençlere ve zanaat meraklılarına ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Yılmaz’ın hikayesi, yalnızca bir zanaatın ötesine geçiyor. O, geleneksel kültürün ve el emeğinin ne denli değerli olduğunu herkesin anlamasını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bu değeri yaşatmak için gösterdiği özveriyle büyük bir sorumluluk örneği sergiliyor. Yılların ona kattığı bilgeliği ve tecrübeyi paylaşarak, yeni nesillerin hayatlarına dokunmayı ve onları cesaretlendirmeyi sürdürüyor.
Sonuç olarak, Halil Yılmaz, hayatının her anını mesleğine adayan bir sanatçı olarak; 87 yaşında bile el emeğini tutku ile yaşatmaya devam ediyor. Onun hikayesi, bizlere sadece unutulmaz mesleklerin yaşatılması gerektiğini değil, aynı zamanda hayatın her döneminde tutku ile çalışmanın önemini de hatırlatıyor. El emeği, bir yaşam biçimidir; kıymetini bilmek ve gelecek nesillere aktarmak ise hepimizin görevidir.