Avrupa Birliği, son dönemde artan doğal afetler ve krizlerin etkileri üzerine yaptığı değerlendirmelerde, vatandaşların acil durum hazırlıkları konusunda daha dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı. Birlik, tüm üye ülkelerde yaşayan insanların, en azından 72 saat boyunca yetecek malzemeyi temin etmeleri gerektiğini ifade eden bir çağrıda bulundu. Bu çağrı, acil durumlarda hızlı müdahale edilebilmesi ve vatandaşların güvenliğinin sağlanması amacıyla oldukça kritik bir öneme sahip.
Son yıllarda gerçekleşen doğal afetler, pandemiler ve diğer krizler, Avrupa Birliği’nin acil durum hazırlıkları konusundaki farkındalığını artırmış durumda. Özellikle Covid-19 pandemisi, birçok ülkenin sağlık sistemlerini ve günlük yaşamlarını derinden etkiledi. Bu tür durumların tekrar yaşanmasının önüne geçmek ve toplumları daha güçlü hale getirmek amacıyla AB, çeşitli önlemler almayı gerekli gördü. AB Komisyonu, bu kapsamda bir acil durum planı oluşturdu ve bu plan dâhilinde, her bireyin en az 72 saat boyunca kendisini idame ettirecek kadar temel malzemeyi bulundurmasını önerdi.
Avrupa Birliği’nin önerisi doğrultusunda, herkesin bulundurması gereken malzemeler arasında su, yiyecek, ilk yardım kitleri, fener, piller, yedek giysiler ve ilaçlar yer alıyor. Ayrıca, acil durumlarda iletişim kurmak için şarj edilebilir telefon aksesuarlarının da temin edilmesi büyük önem taşıyor. Su en az 2 litre, gıda ise besleyici ve dayanıklı türlerden seçilmelidir. Uzun süre dayanabilen konserve gıdalar, kuru meyveler ve enerji barları, acil durumda tercih edilebilecek yiyecek türleri arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra, kişisel hijyen malzemeleri, çocuklar için gerekli ürünler ve evcil hayvan sahipleri için hayvan maması gibi malzemelerin de göz önünde bulundurulması gerekiyor.
AB aynı zamanda, bu malzemelerin nasıl saklanacağına ve ne sıklıkla kontrol edilmesi gerektiğine dair bilgi verirken, bu tür hazırlıkların yalnızca doğal afetler için değil, aynı zamanda olası diğer kriz durumları için de önemli olduğunu belirtiyor. Yani, elektrik kesintileri, ulaşım aksaklıkları veya gıda tedarik zincirindeki bozulmalar gibi durumlarda da hazırlıklı olmak elzem. Tüm bu belirtilenler, toplumu daha dayanıklı hale getirmek ve krize karşı dirençli bireyler oluşturmak amacıyla tasarlanmış bir öneridir.
Vatandaşların, acil durum hazırlıklarını havaların soğumasıyla birlikte gözden geçirmeleri ve gerekirse malzemelerini güncellemeleri, bu yaklaşımın en önemli parçasını oluşturuyor. Ülkemizde de benzer çağrılar yapılmakta ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, halkı bu konuda bilinçlendirmek için çalışmalar yürütmektedir. Eğitimlerle zenginleştirilen bu süreçlerin, toplumun genel güvenliği açısından değerli katkılar sağladığı biliniyor.
Sonuç olarak, Avrupa Birliği'nin 72 saatlik acil durum malzeme önerisi, yaşamı olumsuz etkileyebilecek birçok duruma karşı önceden alınacak önlemler arasında yer alıyor. Her bireyin ve ailenin, bu tür durumlara hazırlıklı olması, toplumsal güvenliği artıracak ve yaşanabilecek krizleri daha kolay atlatabilmemizi sağlayacaktır. Bu nedenle, önerilen malzemelerin temin edilmesi ve düzenli olarak kontrol edilmesi, Avrupa'da yaşayan her bireyin sorumluluğu olarak ön plana çıkıyor.