Türkiye'nin Mardin ilinde yaşanan ve toplumda büyük bir infial yaratan kadın cinayeti, yerel mahkeme tarafından sonuçlandı. Geçtiğimiz yaz ayında, 22 yaşındaki Erva'nın korkunç bir şekilde katledilmesi, genç kadının ailesini ve toplumu derin bir yas içerisine soktu. Bu olay, yalnızca Erva'nın hayatını değil, aynı zamanda Mardin'deki kadın cinayetleriyle ilgili mevcut endişeleri de yeniden gün yüzüne çıkardı. Mahkemede verilen karar ise, katilin cezasının ne kadar ağır olacağı konusunda merakla bekleniyordu. Sonunda verilen ceza, toplumda farklı tepkilere yol açtı.
Erva'nın cinayeti, 2022'nin Temmuz ayının ortalarında gerçekleşmişti. Erva’nın ailesinden alınan bilgilere göre, katil E.C. ile Erva, belirli bir süre flörtlük yapmışlardı. Ancak ilişkileri sona erdiğinde, E.C.’nin kıskançlığı ve kontrol edici tavırları, iki gencin arasındaki durumu oldukça karmaşık hale getirmişti. Olay günü, Erva'nın E.C. tarafından alıkonulmuş ve burada katledildiği öğrenildi. Faciadan sonra, genç kadının cesedinin parçalar halinde bulunması, cinayetin ne kadar vahşice işlendiğinin kanıtı oldu. Mahkeme süreci ise tam bir yıl sürdü ve bu süreç boyunca aile, kaybettikleri kızlarının adaletini sağlamak için büyük bir mücadele verdi.
Erva’nın katilinin yargılandığı duruşmalar, basında geniş yer buldu ve sosyal medyada gündem oldu. Kadın cinayetlerinin engellenmesi için çeşitli kampanyalar yürütüldü. Bu olay, çok sayıda kadın hakları savunucusunun Mardin ve çevresinde yapmış olduğu etkinliklerle protesto edilerek, toplumda en üst düzeyde tepki oluşturdu. Verilen ceza, bazı kesimler tarafından yeterli görülmezken, diğerleri ise bu cezanın bir nebze olsun adalet sağladığını savundu. Zira Erva'nın yaşamı hiçbir şekilde geri getirilemeyecek, ancak mahkeme kararı, gelecek nesillerin benzer bir kaderle yüzleşmemesi için bir umut ışığı olarak da değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, mahkemenin verdiği 40 yıl hapis cezası, bazı kadın savunucularının memnuniyetini kazanırken, diğerleri için ise yetersiz kaldı. Erva, birçok kadının sesi oldu ve onun yaşadığı acılar, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinde bir dönüm noktası haline geldi. Kadın cinayetlerine karşı verilen mücadelenin sürmesi gerektiği, bu olayla bir kez daha gözler önüne serildi. Türkiye'de kadınların güvenliği için alınacak daha çok yol olduğuna dair bilincin artması, toplumun her kesiminden büyük bir destek buldu. Erva’nın anısının yaşatılması ve benzeri olayların bir daha yaşanmaması adına verilen mücadele, bütün kadınların haklarının korunmasına yönelik önemli bir adım olmuş durumda.