Son yıllarda Türkiye'de yaşanan toplumsal olayların arka planında, FETÖ'nün çeşitli dolandırıcılık faaliyetleri olduğu sıklıkla dile getirilmektedir. Bu sefer, FETÖ yalanları üzerinden yapılan akıl almaz bir vurgun tüm ayrıntılarıyla gün yüzüne çıkmış durumda. Hükümetin de bu konudaki duyarlılığı sayesinde, dolandırıcılık şebekelerinin etkisinin azaldığı düşünülse de, hala ciddi vurgunlar yapılmaya devam ediyor. İşte, detaylarıyla FETÖ yalanıyla düzenlenen milyonluk vurgun olayı.
FETÖ'ye bağlı dolandırıcılık çeteleri, özellikle sosyal medya üzerinden yürüttükleri kampanyalarla dikkat çekiyor. Bu çeteler, sahte kimlikler ve kurumsal görünümle insanları kandırarak, büyük meblağlar topluyor. İnsanların korku ve endişelerini, FETÖ'ye karşı kin ve nefret olarak kullanıyorlar. Çoğu zaman, yurt dışında gizli hesaplara para transferi yapmayı öneren bu dolandırıcılar, "gizli tanık" ya da "devlet görevlisi" olduklarını iddia ediyorlar. Bu süreçte, kurbanların sosyal durumlarını analiz ederek, en zayıf noktalarına odaklanıyorlar.
Bu vurgunların en acı tarafı ise, mağdurların hikayeleridir. Özellikle FETÖ ile bağlantılı olan kişiler ve aileleri hedef alınmaktadır. Dolandırıcılar, çevresindeki insanlardan duygusal destek arayan, yalnız hisseden bireylerin üzerinden büyük gelir elde ediyorlar. 2023 yılı itibarıyla, yalan bilgileri kullanarak düzenledikleri vurgunlar sonucunda, binlerce insan, toplamda milyonlarca lira kaybetti. Kayıplarını geri almak için adli mercilere başvuran mağdurlar, dolandırıcıların hala serbest dolaşımda olduklarından şikayetciler. Ancak, bu dolandırıcılık şebekelerinin peşine düşen güvenlik güçleri, büyük bir kararlılıkla bu kişilerin yakalanması için çalışmalarına devam ediyor.
FETÖ'nün nesiller boyu süren operasyonları, bu gibi dolandırıcılıklarla daha da derinleşiyor. İnsanlar, FETÖ propagandası ve bu organizasyona dair yanlış bilgilendirmelerle dolandırıcılığa maruz kalıyor. FETÖ’nün adını kötüye kullanan bu çetelerin, haksız kazanç sağlamak adına masum insanları hedef alması üzerine, hukuk sisteminin de acilen dönüşüm göstermesi şart. Zira yalnızca bu olay değil, birçok dolandırıcılık örneği göz önünde bulundurulursa, sosyal güvenlik mekanizmasının yeniden tasarlanması gerektiği aşikârdır.
Son olarak, bu konudaki toplumsal farkındalık artırılmalı ve bireyler, dolandırıcılık konusunda daha bilinçli hale getirilmeli. FETÖ'yle bağlantılı dolandırıcılık faaliyetleri, yalnızca mağdurları değil, toplumu da olumsuz etkiliyor. Medya, eğitim kurumları ve sivil toplum kuruluşları, bu konuda önemli bir rol üstlenmeli ve halkı bilinçlendirme çalışmalarına yönelmelidir. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için her bireyin sarsılmaz bir duruş sergilemesi, dolandırıcılığın önüne geçilmesinde etkili olacaktır.
Sonuç olarak, FETÖ yalanıyla milyonluk vurgunların önüne geçmek için, toplum olarak bir araya gelinmeli ve hep birlikte bu karanlık vaziyetten çıkmanın yolları arayışına girilmelidir. Toplumsal dayanışma ve bilinçlenmenin sağlanması, dolandırıcılık şebekelerinin etkisini azaltacak ve insanların güvenli bir ortamda yaşamalarına katkıda bulunacaktır.