İklim değişikliği, günümüzün en önemli meselelerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu sebeple, ülkeler iklim olumsuzluklarını önlemek amacıyla çeşitli yasalar ve düzenlemeler geliştiriyor. Türkiye de bu çerçevede İklim Kanunu’nu hayata geçirmeye yönelik önemli adımlar atıyor. Peki, İklim Kanunu maddeleri 2025’i nasıl şekillendiriyor? İklim Kanunu yasalaştı mı ve Resmi Gazete’de yayımlandı mı? Gelin, bu konuları derinlemesine inceleyelim.
İklim Kanunu, Türkiye'nin karbon salınımını azaltma hedeflerini gerçekleştirmek üzere geliştirilmiş bir düzenlemedir. Bu kanun, iklim değişikliğine karşı mücadele etmek ve sürdürülebilir gelişimi sağlamak amacıyla yasalaştırılmaktadır. Ülkemizin 2053 yılına kadar karbonsuzlaşma hedefi doğrultusunda, bu kanunun içeriği ve uygulama şekilleri büyük bir önem taşımaktadır. İklim Kanunu, sanayiden tarıma, ulaşımdan enerjiye kadar birçok sektörde değişiklikler öngörmektedir.
Özellikle 2025 yılı hedefleri, Türkiye'nin iklim politikalarını dönüştürmek adına kritik bir dönemdir. Bu hedefler, sera gazı emisyonlarının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması ve enerji verimliliğinin yükseltilmesi gibi unsurları içermektedir. İklim Kanunu, bu hedeflerin başarıyla gerçekleştirilmesi için gerekli yasal çerçeveyi sunmaktadır.
İklim Kanunu’nun 2025 hedefleri, ülkenin 2030 ve 2050 hedefleriyle de paralellik göstermektedir. Bu doğrultuda, 2025 yılı itibarıyla Türkiye’deki sera gazı emisyonlarının 2019 yılına göre belirli bir oranda azaltılması amaçlanmaktadır. Hedeflerin gerçekleştirilmesi için belirlenen stratejik planlar arasında; sektörlerde karbon ayak izinin hesaplanması, enerji verimliliği ile ilgili teşviklerin artırılması ve toplumsal farkındalığın yükseltilmesi gibi adımlar yer almaktadır.
Kanunun yasalaşma sürecine bakıldığında, çalışmalara 2021 yılında başlanmış ve çeşitli aşamalardan sonra nihayet 2023 yılında yasalaşma süreci tamamlanmıştır. Resmi Gazete’de yayımlanarak uygulamaya girmiştir. Bu durum, hem uluslararası camiada hem de ülke içinde büyük bir heyecan yaratmıştır. İklim Kanunu, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması ile uyumlu hareket etmesine olanak verecek bir zemin oluşturmaktadır. Böylelikle ülkemiz, uluslararası standartlarda iklim hedeflerine ulaşma çabalarında daha güçlü bir konumda yer alacaktır.
Özetle, İklim Kanunu’nun 2025 hedefleri ve uygulama süreci, Türkiye’nin iklimle mücadelesinde önemli bir adım olarak öne çıkmakta. İlerleyen yıllarda alınacak kararlar ve uygulanacak politikalar, bu hedeflerin ne derece gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceğini belirleyecek. 2025 yılı, ülkemizin iklim politikalarının belirleyici bir yılı olacak gibi görünüyor. Bu nedenle, hem bireylerin hem de kurumların bu konuya dair bilinçlenmesi ve aktif rol alması büyük bir gereklilik arz ediyor. Kağıt üzerinde kalmayan, somut sonuçlar doğuracak bir kanunun hayata geçirilmesiyle birlikte, Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşması mümkün olacaktır. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak, sadece hükümetlerin değil, herkesin sorumluluğudur.